-Ben dünyadayken bir dilenciye 100 bin verdim beni cehenneme atamazsınız der. Baş melek zebanilere dönerek -Verin şunun 100 bin lirasını da atın cehenneme der. Erenet.NET Önüme Rastgele Güzel Fıkra Getir
Cem Yılmaz'a yönelik konuşmasıyla ilgili Akpınar daha sonra, “Stand-up hakkında konuşurken Cem’in oyunculuğu ile ilgili bir şeyler söyledim. Bir tweet atmış orada biraz gönül koymuş. Bu da beni çok üzdü. Kimsenin üzülmesini, kırılmasını zaten istemem, Cem’in kırılmasını hiç istemem.
Allah Allah. Yani ben iste ki olayın yani olay böyle toplumsal olsun. Bu iş marjinal bir iş. Yani gül yıllardır şöyle bir şey söyleniyor. Vallahi gülmek bir ihtiyaç. Hiç de değil. Gül bir lükstür ya. Gülmenin Ihtiyaç olduğunu kim söyledi Iyi tamam gülmeye aç. He bütün proteini aldı Bir gülmesi gül lüks bir şeydir.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ. TUTANAK DERGİSİ . 28’inci Birleşim. 6 Aralık 2021 Pazartesi (TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
CemYılmaz - CM101MMXI FUNDAMENTALS Gösterisinden "Kuantum" bölümü.Güncel paylaşım ve videolara ulaşmak için Cem Yılmaz'ın resmi hesapları:http://cmylmz
Vay Tiền Nhanh. Esra Barık; 'Bu eğitimlerimde çok detaylı yer verdiğim derin bir konu fakat mantığın oturması, akılda kalması için somut bir çerçeve çizecek olursak Cem Yılmaz'ın mevzuyu tiye aldığı tabiriyle evren tarafından 'verin lan şunun bin lirasını' şeklinde çalışmıyor sistem. Bizler bir şeyi isteme konusunda oldukça hevesli, o şeye ait olma noktasında eksiğiz. Konunun sadece ama sadece istemek olduğu yanılgısına kapılıyor, kolaycılığına kaçıyoruz. Bunun yeterli olduğunu sanıyoruz. Elbette ki her şeyin başında eylemden önce ne istediğimizi bilmek gerekiyor. İstemenin tutkuya dönüştüğü yerde evren sizinle iş birliği yapmaya başlar, tutkunun temelinde ait olma vardır. Bir şeyi var etmek, oluşturmak ve başarmak istiyorsak, öncelikle içsel dünyamızda konuya dair tam bir bütünlük içinde olmalıyız. Nasıl ki biraz hamile olamazsınız ya da biraz kanser. Birine ya güven duyarsınız ya duymazsınız gibi gibi…" diye ifade Esra Barık sözlerine şöyle devam etti; "Bu içsel bütünlüğü sağladıktan sonra istediğiniz şeyi sadece imagine ederek değil beş duyunuzu da işin içine katarak yapmalısınız. Algınızda o şeyi tüm gerçekliğiyle hissetmelisiniz. Joe Dispenza der ki 'Eğer hayatınızdaki çıktıyı değiştirmek istiyorsanız, kendiniz olma alışkanlığını kırmanız ve yeni bir siz yaratmanız gerekmektedir.' Ve bir şeyi arzu ederken kalpten istemenin önemini bilimsel yönden de ortaya koyan 1991'de keşfedilip, 94'de yayınlanan çoğu insanın bilmediği bir gerçek var. Kalp, düşünme karar verme ve hissetme kabiliyetine sahip. Kalpte, beynin harika bir uzantısı olmasını sağlayan özel fonksiyonlara sahip yaklaşık 40 bin özel hücre keşfettiler. Bunlara duyusal afferent nöronlar denir. Bunlar beyin hücresi benzeri olan uzman hücreler, ancak kafamızda değil kalbimizdeler. Ve o denli yoğunlar ki aslında onlara kalpteki küçük beyin deniyor. Beynimizdeki nöronlardan bağımsız düşünüyor, hatırlıyor ve öğreniyorlar. Kalp ve beyin birlikte devreye girdiğinde, farkındalığımızı kalbimize taşıdığımızda olağanüstü deneyimlerin kapısını açıyoruz. Bu deneyimleri yaşamak için tasarlandık. Mistik olaylar gibi görünen olağanüstü deneyimlerin yaşanması, bu çok güçlü iki sinir ağını bir araya getirmekle mümkün. Anne rahminde de ilk var olan, öncelikli ihtiyacımız olan enerji alanımız kalptir. Ve yine kalbin elektromanyetik alanının beyinden 5000 kat fazla olduğu biliniyor. Kalbin elektromanyetik alanı duygulara, beyin dalgaları da kalp ritmine göre senkronize oluyor. Konuya dair ilgisi olanlar kalbin bilişsel ve duygusal işleyiş üzerine etkilerini araştıran HearthMath Enstitüsünün çalışmalarını takip edebilirler. İstediğimiz şey için yapmamız gereken; hedef belirleme, onu hayalde canlı bir şekilde gözlemleme ve eyleme geçme. Bakın çıkış noktası NASA olan esasında astronotlar için geliştirilen fakat sonraları olimpiyatlarda kullanılan bir tekniktir bu aynı zamanda çünkü bilindiği üzere beyin hayalle gerçeği ayırt edemez. Olimpiyata hazırlanan atletlerin maratonu tüm canlılığıyla hayal etmeleri ve gerçek gibi koşmaları istendiğinde aynı şekilde normalde koşarken ki çalışan kaslarının uyarıldığı, kalp atış hızlarında artış hormonal aktivitelerinde değişimler gözlemlenmiş. Ve gerçek maratonda tam da hedeflerine uygun şekilde sonuç aldıkları. Tüm bunlardan ve çok daha fazlasından yola çıkarak şu sözlerin ne anlama geldiğini daha iyi idrak edebiliriz aslında, 'Evren sadece hareket dalgalarından ibarettir, titreşimden başka bir şey yoktur' der Walter Russell, Ve yine 'Evrenin gizemini anlamak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünün' der Nikola Tesla, biraz da Einstein'a kulak verelim dilerseniz; 'Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda artık yapacak bir şey yoktur, o gerçeklik size ait olur. Bundan başka bir yol yoktur. Bu felsefe değil, bu Fiziktir. Peki sen gerçekliğine dair evrene hangi frekansı yolluyorsun? Son olarak hayallerin hedeflerin gerçekleşmesine engel olan bir diğer konudan bahsedecek olursak o da, eğitimlerimde ve bireysel danışmanlıklarımda üzerinde durduğum, dönüşmesine yönelik teknikler verdiğim bilinçaltı kayıtları. Çünkü bilinçaltı, hayatımızın yüzde 90'lık kısmını yönetiyor şekillendiriyor. Bruce H. Lipton'un da dediği gibi, 'Hayalini kurduğumuz şeyleri başarmamızda karşımıza çıkan en büyük engel bilinçaltımızdaki programlanmış sınırlandırmalardır." Münir Karaloğlu Cem Yılmaz Evren Kalp Güncel Haberler
Magazin dünyası bir süredir Ahu Yağtu ile meşgul. Cem Yılmaz’la evliliği, oğlu Kemal’in doğumu, babasının olmayacak açıklamaları derken, bu çok merak edilen hikaye iki seneyi doldurmadan sona erdi. Konuyla ilgili konuşmayan Yağtu ve Yılmaz dışında herkes kanaat sahibi...Cem Yılmaz ile Ahu Yağtu’nun düğünü 10 Mart 2012’de Pera Palace’ta Yağtu ismini ne zaman duymuşuz diye geriye gitsek, yıl 2001, BBG Evi’nin sunucularından biri olarak görüyoruz onu. 23 yaşında o sıralar ve neredeyse 10 senelik model, bir senelik de evli. Hayata her anlamda erken başlayanlardan... Belki bunda mutlu bir ailenin çocuğu olmamasının da payı vardı. Bir an önce kendi kanatlarıyla uçmanın yollarını aramış ve her zaman ağırbaşlı, sakin, sessiz bir kız olmuştu. 11 Temmuz 1978’de İzmir, Karşıyaka’da dünyaya geldiği çekirdek aile, o dokuz yaşındayken dağıldı. Ahu’yu annesi Hülya Yörük’ün büyüttüğünü, baba Neşet Yağtu’nun kızıyla iletişiminin olmadığını ilerleyen yıllarda tüm Türkiye tatsız bir şekilde öğrenecekti. Öncesi, 14’ündeyken 43 kilo, 32 beden olarak modelliği başlayan, bacakları kalın görünsün diye tayt içine çorap giyen bir küçük kız... Giderek memleketin iyi mankenlerinden birine dönüşecek, çeşitli film ve dizilerde oynayacak ama hiçbir zaman ilk görüşte yüzüyle adının birleştirildiği bir şöhrete sahip olmayacaktı... Cem Yılmaz ileÜmit Besen eşliğinde “nikah masasına” oturana kadar...Vintage sevdası onu bu konuda söz sahiplerinden biri haline getirdiOrtaokula İzmir Özel Fatih Koleji’ne başlayan Ahu Yağtu, balerin olmak istiyordu küçükken. Ama boyu uzun olduğu için konservatuvarı kazanamadı. Gaye Sökmen ile tanışması orta 3’teyken modelliğe başlamasını sağladı. Ortaokul bitince annesiyle birlikte İstanbul’a taşındılar ve okula Ata Koleji’ne devam etti. 20 yaşında Şahika Tekand’ın Stüdyo Oyuncuları’nda oyunculuk eğitimi almaya başladı. Ardından da Akademi İstanbul’a devam BBG Evi’yle, ardından da “90-60-90” dizisiyle ekranlarda boy gösterdi. Bu arada henüz 22 yaşındayken avukat Doğan Akçura ile beş yıl sürecek bir evlilik yapmış, ayrılsalar da dostlukları baki kalmıştı. Yıllar sonra eski kocasının 50’nci yaş günü partisinde görülmüştü Ahu Yağtu.“Kampüsistan” dizisi, “Savcının Karısı” ve “Kavak Yelleri”... Yıl 2008’di ve “30’unda üniversite öğrencisini oynuyor” haberleriyle geldi gündeme. Bu arada Second Chance adlı bir ikinci el mağazası açmıştı. Babaannesinin giysilerine, çantalarına olan merakıyla başlayan vintage sevdası onu giderek bu konuda Türkiye’deki söz sahibi kişilerden biri haline getirdi. Kartvizitine “stil danışmanlığı”, “moda editörlüğü” sıfatlarını da ekledi, evlendikten sonra adlı bir online ticaret sitesi açtı. Genel olarak ketumluğuyla bilinen Yağtu’nun en rahat konuştuğu konular bunlardı. Özel hayat ise her zaman tabu konularındandı. Bir gün bu kadar merak edileceğini tahmin bile edemeyeceği dönemde dahi...2011’de, oyunculukla ilgili atölye çalışmalarına katılmak üzere New York’a gitti. Dönüşünde oynadığı “Aşk ve Ceza” en çok ses getiren işlerinden biri oldu. İlk ve şimdilik son talihsiz sinema deneyimini “Bir Avuç Deniz” ile yaşadı. Tabii ki filmin aldığı eleştirilere dair son derece politik cevaplar verdi; “Beğenen de oldu, beğenmeyen de, ben inandım ve elimden geleni yaptım” gibi...Bu arada yaş da kemale erdiği için röportajların ana maddelerinden biri evlilik ve çocuk olmaya başlamıştı. Yanıtı istikrarlıydı Evet, aile kurmak istiyordu. Ama herhalde bunun bu kadar çabuk olacağını kendisi de tahmin Yılmaz ile ilk fotoğrafları yayımlandığında yıl 2010’du. Ahu Yağtu ile Cem Yılmaz’ın eski sevgilisi Cansu Dere’nin arkadaş olduğu biliniyordu, aşk dedikoduları derhal yalanlandı. “Cem’i yedi yıldır tanıyorum, arkadaşım” demişti Yağtu, “Yeni başlayan bir ilişkim var ve mutluyum.” Nitekim bir sene kadar ikiliden yeni haber çıkmadı. 2011’in son günlerinde atılan “Ve yakalandılar” başlıklarına kadar...Sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi... Cem Yılmaz’ın İzmir’e Ahu Yağtu’nun babasıyla tanışmaya gitmesi... 10 Mart 2012’de Pera Palace’ta yapılan düğün...2 Ağustos’ta dünyaya gelen oğulları Kemal... Ve senaryolar, senaryolar... Cansu Dere’nin ki bunda şaşılacak bir şey yok tabii, Berrak Tüzünataç’ın ve daha bir dolu ismin Ahu Yağtu’ya cephe aldığı haberlerini baba Neşet Yağtu’nun bebek sonrası İzzet Çapa’ya yaptığı korkunç açıklamalar izledi. Önce “arkadaşının sevgilisini ayartan kız” oldu Ahu Yağtu, ardından “hayırsız evlat” ve her koşulda “servet avcısı”... Nedense Türkiye onu Cem Yılmaz’ın yanına yakıştıramadı bir türlü. Bir de kameraları gördüğünde gülüp bir şeyler söylemediği, bebeğini kapıp kanal kanal dolaşmadığı, gazetelere Cem Yılmaz’ın ne müthiş bir koca olduğunu anlatmadığı için sinir bozuyordu. Bir şekilde “sıkıcı” geliyordu her söylediği. “Cem Yılmaz nasıl bir âşık?” sorusuna en fazla “ilgili ve güldüren bir baba” olduğu cevabını veriyordu mesela. Kullandığı dil bir annenin diliydi, âşık bir kadının değil. Bu sefer geliyordu “Cem Yılmaz’ın suratsız karısı” haberleri... “Yüzünden düşen bin parça”ydı, “Ağzını bıçak açmıyor”du, “Bu ne öfke?”ydi, ayrıca da “Ne rüküşlük?”tü... Bunların tamamı muhtelif magazin programlarının Yılmaz-Yağtu çifti haberlerinden alınma... El ele görünseler bile “Eller zoraki birleşti” diye veriliyordu haberi gelince medyada en acımasız yorumlara maruz kaldıNeticede bir şekilde olmadı, oldurulamadı. Evlilik kendi içinde hangi sebepten çatırdadı bilinmez ama galiba son yılların en çok “beklenen” boşanma haberi, 2013’ün son günlerinde geldi. Her zamanki gibi suskun kalmayı seçen Ahu Yağtu da sanalından gerçeğine her türlü medya ortamında görülmüş en acımasız yorumlara maruz kaldı. Sadece Ekşi Sözlük’ten birkaç Ahu Yağtu maddesi, bu konuda ne kadar acımasız olunabildiğini göstermeye yeter “Cem Yılmaz’ın çocuğunu dünyaya getirmek için kullandığı manken eskisi”, “Bulmuş da bunayan kadın”, “İki yıla bile ulaşmayan, bir eli yağda bir eli balda evlilik yaşayıp, boşanırken de üç daire, lüks bir cip ve yüklüce bir nafaka alan kadın”, “Sevgili Cem Yılmaz, mala gelen cana gelmesin. Neyse ki kurtuldun ondan diye bahsedeceğim kız”, “Az zamanda çok işler başarmış, bir ömür ihya olmuştur”, “Hem arkadaşına ihanet eden hem de Cem Yılmaz’ı elinden kaçıran kadın olarak ün salan kişi”...Hep birlikte Cem Yılmaz’a “tongaya düşmüş, çok şükür kurtulmuş saf delikanlı” muamelesi yapıyoruz özetle. Bunun kendi seçimlerini yapabilecek zeka ve yaşta bir adama da ayıp olduğunu hesaba katmadan... Ahu Yağtu kadınların tek derdinin zengin bir koca bulup nikahı basmak olduğuna inanan yaygın görüşün ne ilk ne de son kurbanı. Onun şanssızlığı, göz önünde olup çok ünlü birinden çocuk doğurmak. Sıradan bir Ayşe hanım olsaydı, sadece meraklı ve fesat “komşu teyzelerin” diline düşecekti, şimdibu dedikodu ağı daha büyük kitlelere yayılmış durumda. Yapacak bir şey yok... Bu iştahın dinmesini beklemekten başka...Oğlundan ilk hediyeAhu Yağtu ile Cem Yılmaz hakkında çıkan az sayıda “mutlu” haberden biri, daha oğulları Kemal doğmadan önce Cem Yılmaz’ın eşine yaptığı sürpriz doğum günü partisiydi. Cem Yılmaz, Osmanbey’deki Aztek’i kapatmışve eşi için üzerinde Safinaz ve Kabasakal olan bir pasta yaptırmıştı. Doğum günü notu, doğmamış oğullarının ağzındandı “Nice yıllara annecim. Kemal”.İlk bombayı babası atmıştıİlişkileri, evlilikleri konusunda ilk günden beri fazla konuşmamayı seçen Yağtu-Yılmaz çiftinin bebek sevinci, daha ilk günden baba Neşet Yağtu’nun İzzet Çapa’ya verdiği röportajla Cem Yılmaz ve ailesinin kendisine cephe aldığını iddia etmiş, nikahta geri planda kaldıklarını, damatlarının onların yüzüne bile bakmadığını, “kargo gibi gelip gittiklerini” söylemişti. Yılmaz’ın annesi için “geniş sfenks” sıfatını kullanırken, “Düğün hariç her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar”, “Cem adliye duvarı gibi bir suratla geldi, ne bana ne Ahu’nun ailesinden başka birine günaydın bile demeden doğru kendi ailesinin yanına gitti”, “Ben biat etmedim onlara... O potaya girmem, özgür bir insanım. Ahu biat etti ama”, “35 sene sonra yepyeni bir Ahu’yla karşılaştığım için şaşırmış durumdayım. Benim yetiştirdiğim kız değil bu”, “Yüreğim sünger gibi. Ne torun, ne evlat sevgisi bıraktılar, şu anda çağırsalar bile gidip torunumu kucağıma almam” gibi cümleler bunlara da cevap vermezken, “yakınlarına dedi ki” ibaresiyle basına ulaşan haberler, Ahu Yağtu’nun dokuz yaşındayken annesinden ayrılan babasını yıllardır görmediği, Cem Yılmaz’ın hatırı için gidip rızasını aldığı, “Bana babalık mı yaptı ki şimdi konuşuyor? Çocuk sevincimizi kursağımızda bıraktı” dediği alıp gitti mi?Ortada her detayı merak edilen bir evlilik olur da boşanmada kimin ne alıp verdiği konu olmaz mı? Ahu Yağtu’nun Cem Yılmaz’la oturduğu evden sadece özel eşyalarını, giysilerini ve oğlu Kemal’in oyuncaklarını götürdüğü haberleri, gazetelerde “Ceketini alıp gitti” şeklinde yer buldu. Bunun yanı sıra Cem Yılmaz’ın ayrıldığı eşine üç ev, bir araba, oğluna ise ayda 15 bin lira nafaka verdiği söylenmekte.
Cem Yılmaz Kimdir? Gerçek adı Cem Yılmaz Doğum Tarihi 23/04/1973 49 yaşında Eğitim Durumu Lisans Medeni Hali Boşanmış Ahu Yağtu ile Boy Kilo 82 Burç Boğa Meslek Karikatürist Komedyen Oyuncu Senarist Stand-up Sanatçısı Yönetmen Mezuniyet Boğaziçi Üniversitesi Doğum yeri İstanbul Sosyal Medya Son yılların en iyi Stand-up Sanatçısı,komedyen Cem Yılmaz Kimdir? Aslen nereli? Kaç Yaşında? Evli mi? Sevgilisi Kim? Boyu ve kilosu kaç? Burcu ne? Nereden mezun? Merak konusu tüm soruların yanıtları..Ünlü Sanatçının oyunculuk kariyeri,hayatı ve biyografisiCem Yılmaz Nereli? Kimdir? Hayatı Oyunculuk Kariyeri ve BiyografisiCem Yılmaz, 1973 yılında İstanbul da dünyaya gelmiştir. Baba tarafından aslen Sivas Gürünlü olan usta komedyen,ilk öğrenimini Mehmet Akif İlkokulu ,orta öğrenimini Kazım Karabekir Ortaokulu lise öğrenimini Etiler Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetimi bölümününden mezun son yıllarda yetiştirdiği ünlü komedyen ve Stand-up Sanatçısı Cem Yılmaz, boyunda ve 82 kilodur. İstanbul Fatih ilçesinde dünyaya gözlerini açan usta komedyen boğa burcudur. Cem Yılmaz ilk oyunculuk deneyimini 1998 yılında Her Şey Çok Güzel Olacak isimli sinema filmi ile gerçekleştirmiştir. Hokkabaz ve Yahşi Batı gibi yapımların da bulunduğu bir çok sinema filminde rol almış ve 3 filmde seslendirme sanatçısı olarak çalışmıştır. Cem Yılmazın Rol aldığı diziler sırasıyla; Bir Demet Tiyatro, Avrupa Yakası, Dikkat Şahan Çıkabilir, Canım Ailem ve Fi oyuncunun rol aldığı sinema filmleri ise; Her Şey Çok Güzel Olacak, Vizontele, Simbiyotik, Organize İşler, Hokkabaz, Yahşi Cazibe, Av Mevsimi, Zefir, Şahane Misafir, Yahşi Çin, Pek Yakında, Son Umut, Ali Baba ve Yedi Cüceler, İftarlık Gazoz, Arif V 216 ve Deli Aşk yanısıra hem yapımcı hemde yönetmenlik yapmıştır. Bunun yanında ünlü Stand-up cı Cem Yılmazın seslendirme çalışmaları da vardır onlar ise sırasıyla; Arı Filmi, Arthur Maltazar’ın İntikamı, Arabalar 2 ve Zootropolis Hayvanlar Şehri isimli sinema filmlerinde seslendirme sanatçı Cem Yılmaz, 10 Mart 2012 tarihinde eski manken ve oyuncu Ahu Yağtu ile evlenmiş lakin bu evlilik 31 Aralık 2013 yılında son bulmuştur. Bu evliliğinden Kemal isminde bir oğlu Defne Samyeli ile aşk yaşayan ünlü komedyen Cem Yılmaz son çalışması Karakomik Filmler adlı sinema filmi vizyondaki yerini almıştır.
Spor Haberleri Foto Galeri Haberleri Cem Yılmaz'dan evlilik iddiasına cevap Siz gidin biz geliyoruz 55. Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali'ndeki söyleşisinde Cem Yılmaz, birlikte olduğu Defne Samyeli ile ilgili İzmir'de evlenecekleri söylentilerine esprili bir şekilde, "Siz gidin biz geliyoruz oraya" cevabını verdi 05 Ekim 2018, Cuma 1322 Son Güncelleme 1322 Cem Yılmaz, 55. Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali'ndeki söyleşisinde yüzlerce hayranıyla buluştu. Tıklım tıklım dolan salonda yer bulamayanlar Cem Yılmaz'ın söyleşisini salon dışına kurulan barko vizyondan takip etti. Defne Samyeli de yalnız bırakmayarak söyleşiyi ilk sıralardan izledi. Cem Yılmaz, kendisine sinemanın kapılarını açan ve ilk rol aldığı 'Her şey Çok Güzel Olacak' filminin yönetmeni Ömer Vargı ve televizyoncu Yekta Kopan ile birlikte hayranlarını kahkahaya boğan bir söyleşiye imza attı. Yedi aydır birlikte olan Cem Yılmaz ile Defne Samyeli’nin, İzmir'de bir otelde nikah masasına oturacakları iddia edilmişti. Söyleşinin ardından salonu terk edip, kendilerini bekleyen VIP minibüse binen Defne Samyeli çok iyi olduğunu söylerken evlilik sorusunu kibarca geçiştirip, korumalarına "kapıyı kapatın" diyerek araca bindi. Daha sonra gelen Cem Yılmaz magazin muhabirlerinin ısrarlı sorularını cevaplandırdı. Gazetecilerin, "Bir dahaki ay çeşmede düğün olacağıyla ilgili haberler var doğru mu?" şeklindeki sorusuna Cem Yılmaz esprili bir şekilde, "Siz gidin biz geliyoruz oraya" karşılığını verdi.
Ünlü komedyen Cem Yılmaz, sosyal medya hesabından paylaştğı bir fotoğraf ile gündeme geldi. Fotoğrafın en dikkat çekici yanı ise Yılmaz'ın kolundaki 500 bin liralık saat oldu. Ünlü komedyen Cem Yılmaz bir süredir aşk yaşadığı sunucu ve şarkıcı Defne Samyeli ile birlikte tatilde. Adeta sevgilisİyle bir aile saadeti yaşayan Yılmaz, geçtiğimiz gün sosyal medya hesabında paylaştığı fotoğraflar ile adından oldukça söz ettirdi. Sebebi ise Yılmaz'ın poz verdiği fotoğrafta, kolunda bulunan 500 bin liralık Rolex marka saati oldu. 500 BİN LİRALIK SAAT Ünlü komedyenin paylaşımı yorum yağmuruna tutulurken, kimileri Defne Samyeli ile olan birlikteliğini ele aldı, kimileriyse Yılmaz'ın kolundaki saati. Cem Yılmaz'ın kolunda bulunan saat, saat severler ve dikkatli gözler tarafından hemen farkedilirken, saatin Rolex “GMT Master II Diamond olduğu farkedildi. ROLEX GMT MASTER II DIAMOND Saati bu kadar özel kılan şey ise tabii ki markasından çok fiyatı. Dünyada saat denilince akla ilk gelen markalardan biri olan Rolex'in özel olarak ürettiği bu model, saatin kadranını çevreleyen bezel üzerindeki değerli taşlarla kaplı. Saat meraklıları ve kolekisyonerler tarafından 500 bin Türk lirasına alıcı bulan bu saatin ikinci el piyasasında ise istenilen ücreti yaklaşık 50 bin euro.
cem yılmaz verin şunun bin lirasını