30. İşte böyle Kim de Allah’ın (korunup gözetilmesini istediği) hurumatını yüceltir/değer verirse o, Rabbinin katında kendisi için en hayırlı olandır. (Haramlığı size) okunanlar dışındaki hayvanlar size helal kılındı. Pislik olan putlardan uzak durun! Yalan sözden de uzak durun. (22/Hac, 30) 29. Ayet 31. HacSuresi. Müminun Suresi →. Âyetlerinin çoğu Mekke'de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78 âyettir. Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı almıştır. Sûrede ayrıca kıyamet gününün dehşetinden, kıyamet günü yaşanacak sahnelerden, cihattan ve helak edilmiş eski toplumlardan söz edilmektedir. Hac Suresi 30. Ayetinin Tefsiri: “Allah’ın hurumâtı”, genel olarak Allah’ın tüm emir ve yasakları, özel olarak da hacla ilgili emir ve yasaklarıdır. Cenâb-ı Hak bunlara saygı gösterilmesini, hürmetsizlik edilmemesini ve haklarının yerine getirilmesini istemektedir. Mesela Beyt-i Harâm, Mescid-i Harâm, Beled-i Harâm Vay Tiền Nhanh. لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلَىٰ مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ ۖ فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ Li yeşhedu menafia lehüm ve yezkürüsmellahi fı eyyamim ma’lumatin ala ma razekahüm mim behımetil en’am fe külu minha ve at’ımül baisel fekıyr Kelime Okunuşu Anlamı Kökü لِيَشْهَدُوا liyeşhedū şahit olmaları için مَنَافِعَ menāfiǎ birtakım faydalara لَهُمْ lehum kendileri için وَيَذْكُرُوا ve yeƶkurū ve anmaları için أَيَّامٍ eyyāmin günlerde مَعْلُومَاتٍ meǎ’lūmātin belirli رَزَقَهُمْ razeḳahum onlara rızık olarak verilen بَهِيمَةِ behīmeti yürüyen الْأَنْعَامِ l-en’ǎāmi hayvanlar- وَأَطْعِمُوا ve eT’ǐmū ve yedirin الْبَائِسَ l-bāise sıkıntı içinde bulunan الْفَقِيرَ l-feḳīra fakire Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Gelsinler de kendilerine âit olan menfaatleri elde etsinler ve kendilerine rızık olarak verilen dört ayaklı hayvanları, muayyen günlerde Allah’ın adını anarak kessinler. Yiyin artık onlardan ve yok yoksul fakiri de doyurun. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan de haccın kendilerine sağlayacağı yararları görsünler ve kurban için belirlenen günlerde kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanları Allah adını anarak kessinler. Bunların etinden yiyin, yoksul ve fakirlere de yedirin. Adem Uğur Adem Uğur Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah’ın ismini ansınlar. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi "Tâ ki kendileri yararına şahit olsunlar... Kendilerini rızıklandırdığımız kurbanlıkları kurban ederek, bilinen günlerde Allâh’ın ismini zikretsinler... Artık onlardan yeyin ve fakir, muhtaç olanlara da yedirin." Ahmet Varol Ahmet Varol Ki kendileri için birtakım yararlara şahit olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Onlardan yiyin ve zor durumdaki yoksula da yedirin. Ali Bulaç Ali Bulaç Kendileri için birtakım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde kurban adarken Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Tâ ki kendilerine ait menfaatlere şahid olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği dört ayaklı hayvanlar kurbanlıklar üzerine belirli günlerde kurban kesme günlerinde Allah’ın adını ansınlar. İşte bu kurbanlıklardan yeyin ve muztar fakiri doyurun. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı “Kendileri için orada bulunan faydaları görsünler; belli günlerde kendilerine verdiğimiz hayvanlardan Allah`ın adını anarak kurban kessinler. Bu kurbanlardan yiyiniz, yoksullara da yediriniz!” Bekir Sadak Bekir Sadak Taki kendi menfaatlerine sahid olsunlar; Allah’in onlara rizik olarak verdigi hayvanlari belli gunlerde kurban ederken O’nun adini ansinlar. Siz de bunlardan yiyin, caresiz kalmis yoksulu da doyurun. Celal Yıldırım Celal Yıldırım Tâ ki kendileri lehine bir takım menfaatlere şâhid ve hazır olsunlar. Allah’ın onlara rızık olarak sunduğu eti yenen hayvanlara kurban etmelerine karşılık belli günlerde Allah’ın ismini ansınlar. Siz de onların etinden yeyin ve sıkıntıya uğramış fakirlere yedirin. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu 27-28 Ey Muhammed! İnsanlara haccı ilân et onları hacca çağır. Gerek yaya olarak ve gerekse uzak yolları aşarak yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve belirli günlerde de Allah`ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine onları kurban ederken Allah`ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula ve fakire de yedirin. Diyanet İşleri Diyanet İşleri Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde onları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı 27-28 İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın ismini anmaları kurban kesmeleri için sana Kâbe’ye gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin. Edip Yüksel Edip Yüksel Ki kendileri için bir takım sosyal, politik, ekonomik yararlara tanık olsunlar ve kendilerine çiftlik hayvanlarını rızık olarak verdiği için ALLAH’ın ismini bilinen günlerde ansınlar. "Onlardan yiyin ve sıkıntı içindeki yoksullara da yedirin." Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Ta ki kendilerine ait birtakım menfaatlere şahid olsunlar; Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O’nun adını ansınlar. Siz de onlardan yiyin, yoksulu, fakiri de doyurun. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Gelsinler de çeşitli yararlarını gözleri ile görsünler ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belirli günlerde kurban ederken O’nun adını ansınlar. Bu hayvanların etinden hem kendiniz yiyiniz, hem de sıkıntı içinde bulunan yoksullara yediriniz. Gültekin Onan Gültekin Onan Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde kurban adarken Tanrı’nın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. Harun Yıldırım Harun Yıldırım Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Tâki kendilerine âid menfeatlere şâhid ve haazır olsunlar. Allahın rızk olarak kendilerine verdiği dört ayaklı davarlar kurbanlıklar üzerine ma’lûm olan günlerde Allahın adını ansınlar. İşte bunlardan yeyin, yoksulu, fakîri de doyurun». Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat `Tâ ki kendilerine âid dünyevî ve uhrevî menfaatlere şâhid olsunlar ve Allah`ınkendilerine rızık olarak verdiği sağmal hayvanlar üzerine belli günlerde onları kurban ederken Allah`ın ismini zikretsinler! Artık siz de bunlardan yiyin, darda kalmış fakire de yedirin!` İbn-i Kesir İbn-i Kesir Ta ki kendileri için faydalara şahid olsunlar ve Allah’ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O’nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yeyin. Çaresiz kalmış yoksulu da doyurun. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Geldiklerinde Haccın kendileri için ne kadar faydalı olduğuna, bizatihi şahit olsunlar ve belirli günlerde, Allah’ın rızık olarak onlar için verdiği hayvanları boğazlarken, Allah’ın ismini ansınlar. Sonra o hayvanların etlerinden hem kendileri yesin, hemde zor durumda olan aç fakirleri doyursunlar. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Kendilerinin menfaatlerine faydalandıkları şeylere şahit olsunlar. Ve onları, rızıklandırdığı hayvanların üzerine belli günlerde Allah’ın İsmi’ni ansınlar kurban kessinler. Böylece ondan yeyiniz ve muhtaç fakirleri doyurunuz! Kadri Çelik Kadri Çelik Hacca gelsinler de Böylece kendileri için bir takım yararlara şahit olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. Muhammed Esed Muhammed Esed de bunun kendilerine sağlayacağı yararları görsünler; ve kurban için belirlenen günlerde, bu amaçla O’nun kendilerine rızık olarak sağladığı hayvanlar üzerine Allah’ın ismini ansınlar; ve böylece siz de bunlardan yiyin ve darlık içindeki yoksulu da doyurun. Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu ki, bunun kendilerine sağlayacağı yararlara tanık olsunlar. Bir de belirlenen günlerde, O`nun kendilerine rızık olarak sunduğu hayvanları kurban ederken, üzerine Allah`ın adını ansınlar işte bunlardan siz de yiyin, zor durumdaki ihtiyaç sahiplerine de yedirin. Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Tâ ki, kendileri için birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve kendilerini merzûk etmiş olduğumuz dört ayaklı kurbanlık hayvanlar üzerine malum olan günlerde Allah’ın ismini ansınlar. Artık onlardan yeyin ve yoksul fakirlere yediriniz.» Ömer Öngüt Ömer Öngüt "Tâ ki kendilerine âit bir takım faydaları yakînen görsünler. Allah’ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken, O’nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, hem de yoksula fakire yedirin. " Sadık Türkmen Sadık Türkmen Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği, kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde, onları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. Seyyid Kutub Seyyid Kutub Gelsinler de çeşitli yararlarını gözleri ile görsünler ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belirli günlerde kurban ederken O’nun adını ansınlar. Bu hayvanların etinden hem kendiniz yiyiniz, hem de sıkıntı içinde bulunan yoksullara yediriniz. Suat Yıldırım Suat Yıldırım 26-28 Zira Biz vaktiyle İbrâhim’e Beytullah’ın yerini belirlediğimiz zaman "Sakın Bana hiç bir şeyi ortak koşma ve Ben’im Mâbedimi tavaf ederken, kıyamda, rükûda veya secdede olarak ibadet edenler için tertemiz tut!" Hem bütün insanları hacca dâvet et ki gerek yaya, gerek uzak yollardan gelen yorgun argın develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler de bunun kendilerine sağlayacağı çeşitli faydaları görsünler ve Allah’ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanları, belirli günlerde Allah’ın adını anarak kurban etsinler. Siz de onların etinden hem kendiniz yiyin, hem de yoksula ve fakire yedirin. Süleyman Ateş Süleyman Ateş Ki kendileri için birtakım faydalara tanık olsunlar ve Allâh’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde onları kurban ederken Allâh’ın adını ansınlar. Onlardan yeyin, sıkıntı içinde bulunan fakire de yedirin. Şaban Piriş Şaban Piriş Kendilerine faydalı olacak şeyleri görsünler, Allah’ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde, Allah’ın adını anarak kurban etsinler. Ondan hem siz yiyin hem de muhtaç durumdaki fakiri doyurun. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde kurban adarken Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce "That they may witness the benefits provided for them, and celebrate the name of Allah, through the Days appointed, over the cattle which He has provided for them for sacrifice then eat ye thereof and feed the distressed ones in want. Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Tutun onu da zincirle bağlayın.İmtihanı kaybeden ve dinine-davasına hıyanet edenler için, Allah "Onu yakalayıp tutuklayın, hemen sıkıca bağlayın!" buyuracaktır. Böyle kimselere denilecek ki “Tutun onu da zincire bağlayın“Onu yakalayın, ellerini boynuna bağlayın.”"Onu tutun ve hemen bağlayıverin.Allah buyruk verir 'Onu tutuklayın, hemen bağlayın.'Allah şöyle buyurur “- Tutun onu, hemen bağlayın ey muhafızlar! Onu tutun, esnada şöyle emredilir “Onu yakalayıp bağlayınız.”Onu tutun, zincirlerle bağlayın!Allah, cehennem görevlilerine şöyle emredecek “Onu yakalayıp bağlayın!30,31,32. O vakit Allâh cehennem muhâfızlarına "Bunı tutunuz, bağlayınız, sonra cehennem âteşine atınız ve üzerine yetmiş zirâ’ tûlünde zincir vaz’ idiniz" şöyle buyurulur "O'nu alın, bağlayın."Allah, şöyle der “Onu yakalayıp bağlayın.”Onu yakalayın da, ellerini boynuna bağlayın;Zebanilere şöyle denir "Onu yakalayın da bağlayın."Tutun onu hemen bağlayın onuAllah buyurur Tutun onu da ellerini, boynunu bağlayın».Allah, Cehennem bekçilerine şöyle buyurur “Tutun onu, hemen kendisini bağlayın!”Onu yakalayın ve onu da ellerini boynuna bağlayın.Cehennem bekçilerine şöyle denecek Onu tutun, boynuna bukağı koyun [¹¹],[11] Veya ellerini boyunlarına buyrulur “Yakalayıp bağlayın onu”“Onu tutuklayın, hemen zincirleyin!”“Yakalayın onu ve ellerinden ayaklarından demir kelepçelerle bağlayın onu!”30,31. Bir ses " tutup bağlayın//sonra ateşe sallayınSeslenilir; "Onu yakalayıp bağlayın." Allah, meleklerine şöyle diyecektir “Onu yakalayın ve bağlayın!30,31. Allah; “Onu yakalayın ve hemen bağlayın, sonra onu cehenneme atın.”[Daha sonra,] “Onu yakalayıp bağlayın! ¹⁶ ” [diye emredilir,]16 “Bağlamak” temsîlinin bir açıklaması için bkz. 135, not 13; 3433’ün son cümlesi ile ilgili not 44 ve 368, not 6 ve cehennem görevlilerine şöyle emredilecek – Tutun onu bağlayın! 66/6Görevli meleklere emredilecek “Alın onu bağlayın!Târaf-ı ilâhiden de denilecekdir ki Onu tutun da Ellerini boynuna cehennem bekçilerine emir verir “Tutun bağlayın onu, kelepçeleyin! ”Allah, cehennemin muhafızlarına buyurur "Tutun onu, bağlayın onu."Onunla ilgili şöyle denir “Tutun onu, bağlayın!"Tutun onu, derhal bağlayın onu!"“ŧutuñ anı pes elin boynına baġları.”Tañrı Taālā eyide zebānīlere Aluñuz anı, elin boynına baġlañuz.Allah dərgahından belə bir nida gələcəkdir “Onu tutub qandallayın!It will be said Take him and fetter himThe stern command will say "Seize ye him, and bind ye him,56605660 Perhaps the word for 'bind' should be construed 'bind his hands round his neck, to remind him that his hands when they were free were closed to ... Devamı.. ❬ Önceki Sonraki ❭ لَكُمْ فِيهَا مَنَٰفِعُ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ مَحِلُّهَآ إِلَى ٱلْبَيْتِ ٱلْعَتِيقِ Lekum fîhâ menâfiu ilâ ecelin musemmen summe mahılluhâ ilel beytil atîkatîki. Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik Kâbe’dir. Diyanet İşleri Başkanlığı Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik Kâbe’dir. Diyanet Vakfı Onlarda kurbanlık hayvanlarda veya hac fiillerinde sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları biteceği yer, Eski Ev´e Kâbe´ye kadardır. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Sizin için o kurbanlık hayvanlarda belli bir süreye kadar bir takım faydalar vardır; sonra da varacakları yer Beyt-i Atik Ka´be´dir. Elmalılı Hamdi Yazır Sizin için onlarda belli bir süreye kadar bir takım faydalar vardır. Sonra bunlar Beyt-i atik kâbede son bulurlar. Ali Fikri Yavuz Sizin için davarlarda muayyen bir vakte kadar kurban zamanına kadar yün ve sütlerinden bir takım menfaatler vardır. Sonra da varacakları kesim yeri, Beyti-i Atîk’de Harem’de son bulur. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Sizin için onlarda muayyen bir zamana kadar bir takım menfeatler vardır, sonra da varacakları yer Beyti atika müntehîdir Fizilal-il Kuran Kurbanlık hayvanlar belirli bir süreye kadar size yararlı olur, sonra varacakları yer o tarihi evdir. Beytullah´tır. Hasan Basri Çantay Onlardan muayyen bir zamana kadar sizin için menfeatler vardır. Sonra varacakları kurban edilecekleri yer Beyt-i atıyka müntehidir. İbni Kesir Onlarda belli bir süreye kadar sizin için faydalar vardır. Sonra varacakları yer, Beyt el Atik ile son bulur. Ömer Nasuhi Bilmen Sizin için onlarda kurbanlarda bir muayyen müddete kadar menfaatler vardır. Sonra da onların varacakları yer, Beyt-i Atîk´e kadardır. Tefhim-ul Kuran Onlarda sizin için adı konulmuş bir süreye kadar yararlar vardır. Sonra onların yerleri Beyt-i atik´tir. ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه۪ۜ وَاُحِلَّتْ لَكُمُ الْاَنْعَامُ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْاَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِۙ Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin. Hac Suresi Türkçe MealiHac Suresi Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78 âyettir. Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı almıştır. Sûrede ayrıca kıyamet gününün dehşetinden, kıyamet günü yaşanacak sahnelerden, cihattan ve helâk edilmiş eski toplumlardan söz edilmektedir. Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına Şeytan hakkında, “Her kim onu dost edinirse, mutlaka o kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına sürükler” diye Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz düşünün ki hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan meniden, sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size kudretimizi apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da akıl, temyiz ve kuvvette tam gücünüze ulaşmanız için sizi kemale erdiriyoruz. İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. 6. Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O, ölüleri diriltir ve O, her şeye hakkıyla Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah, kabirlerdeki kimseleri İnsanlardan öylesi de vardır ki, bir ilmi, bir yol göstericisi, aydınlatıcı bir kitabı olmadığı hâlde kibirlenerek insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını Ona, “İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah, kesinlikle kullara zulmedici değildir” denir.11. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa, gönlü onunla hoş olur. Şâyet başına bir kötülük gelirse, gerisingeri küfre dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta O, Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O taptığı ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır!14. Muhakkak ki Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah, dilediğini Her kim ona Muhammed’e Allah’ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini assın da bir baksın; başvurduğu bu yöntem, öfkelendiği şeyi giderecek mi? 16. Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler hâlinde indirdik. Şüphesiz Allah, dilediğini doğru yola Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah’a ortak koşanlar var ya; Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, her şeye Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri Onlar için bir de demirden topuzlar Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, “Tadın yangın azabını” Şüphesiz Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise ipektir. 24. Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna İnkâr edenler ile Allah’ın yolundan ve içinde, yerli, misafir bütün insanları eşit kıldığımız Mescid-i Haram’dan alıkoyanlar azabı hak etmişlerdir. Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona elem dolu bir azaptan Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde onları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik’i Kâbe’yi tavaf Bu böyle. Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu, Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların bildirilenlerin dışında bütün hayvanlar size helâl kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının. 31. Allah’a yönelen, O’na ortak koşmayan kimseler olun. Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor Bu böyle. Her kim de Allah’ın nişanelerini kurbanlıklarını yüceltirse, şüphesiz ki bu kalplerin takvasından Allah’a karşı gelmekten sakınmasından Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik Kâbe’ Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!35. Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız Allah’a karşı gelmekten sakınmanız ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah hiçbir haini, nankörü sevmez. 39. Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü Onlar, haksız yere, sırf, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah’a Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de peygamberlerini İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi ve Medyen halkı da yalanlamışlardı. Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkârcılara mühlet verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Beni inkâr etmek nasılmış, gördüler.45. Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır!46. Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? Dolaştılar, ama ibret almadılar. Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler kalp gözleri kör olur. 47. Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl Zalim oldukları hâlde, mühlet verdiğim, sonra da kendilerini azabımla yakaladığım nice memleket halkları vardır. Dönüş yalnız De ki “Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım.”50. Artık iman edip salih ameller işleyenler var ya, işte onlar için bir bağışlama güzel bir nimet cennet Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, işte onlar Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın. Ama Allah, şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet Allah, şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar onun, Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler, böylece ona iman etsinler ve sonuçta da kalpleri ona saygı duysun diye Allah böyle yapar. Hiç şüphe yok ki Allah, iman edenleri doğru yola İnkâr edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün azabı gelip çatıncaya dek o Kur’an’dan bir şüphe içinde kalırlar. 56. İşte o gün mülk hükümranlık Allah’ındır. O, insanların arasında hükmünü verir. Artık iman edip salih ameller işlemiş olanlar Naîm Cennetleri’ İnkâr edip âyetlerimizi yalanlamış olanlara gelince, onlar için de alçaltıcı bir azap Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince, Allah onlara muhakkak güzel bir rızık verecektir. Şüphe yok ki Allah, rızık verenlerin en Elbette onları hoşnut olacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, halîmdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir.60. Bu böyle. Bir de kim kendisine verilen eziyetin dengiyle karşılık verir de sonra yine kendisine zulmedilirse, elbette Allah ona yardım eder. Hiç şüphesiz ki Allah çok affedendir, çok Bu böyle. Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işiten, hakkıyla Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O’nu bırakıp da taptıkları ise batılın ta kendisidir. Şüphesiz ki Allah yücedir, Allah’ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Şüphesiz Allah, çok lütufkârdır, hakkıyla Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. Şüphesiz ki Allah elbette zengindir, elbette övgüye lâyıktır. 65. Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı çok esirgeyici, çok O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O hâlde, din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et. Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol Eğer seninle mücadele ederlerse, de ki “Allah, yapmakta olduğunuzu daha iyi bilmektedir.”69. Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda, kıyamet günü Allah aranızda hüküm Bilmez misin ki, kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta Levh-i Mahfuz’dadır. Şüphesiz bu, Allah’a göre çok Onlar, Allah’ı bırakıp, hakkında Allah’ın hiçbir delil indirmediği, kendilerinin de hakkında hiçbir bilgilerinin bulunmadığı şeylere kulluk ederler. Zalimlerin hiçbir yardımcısı Kendilerine âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman, o kâfirlerin yüz ifadelerinden inkârlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara hışımla saldıracaklar. De ki “Şimdi size bu durumdan daha beterini haber vereyim mi Ateş.. Allah, onu kâfirlere vaad etti. Ne kötü varış yeridir orası!” 73. Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç Allah, meleklerden de resûller seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla Onların önlerindekini de yaptıklarını da, arkalarındakini de yapacaklarını da bilir. Bütün işler hep Allah’a Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit ve örnek olsun, siz de insanlara şahit ve örnek olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!Hac Suresi’nin Fazilet ve Sırlarını okumak için tıklayınız Hac Suresi Meali DinleSeslendiren Ahmet Deniz

hac suresi 30 ayet meali