CEOWORLD dergisinin 2021 raporuna göre Finlandiya 2021’de Yaşam Kalitesi için dünyanın 1 numaralı ülkesi olurken, Danimarka ve Norveç sırasıyla ikinci ve üçüncü oldu. 2021 sıralaması Belçika’yı dördüncü sıraya, İsveç’i beşinci sıraya yerleştirdi. İsviçre sıralamada altıncı, Hollanda yedinci sırada yer aldı. Suriye, Sudan, Montserrat, Kuzey Kore ve
MegaHafıza eğitim setleri hızlı öğrenme, hızlı okuma, hızlı anlama, yaratıcı düşünme, çabuk odaklanma gibi becerileri geliştirmektedir. Setler 3-7 yaşından 5-12 yaşa, 6.sınıftan, lise, üniversite öğrencisinden yetişkin çalışanlara kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Setler dünyanın en iyi
İle39 + yıl tecrübesiyle, Prof. Dr. med. Rudolf Laumer bir beyin cerrahı omurga hastalıklarında ana ilgi ile.; Uzmanlık alanları arasında Lomber disk herniasyonu, servikal disk herniasyonu, Torasik disk herniasyonu, lomber spinal stenoz, Servikal spinal stenoz, Spondilolistezis, suni intervertebral diskler ve omurga tümörleri bulunmaktadır.
Gitmedigimizdoktor kalmadı hiç bir doktor, annemin ameliyatına yanaşmadı. Annemin beyin sapında kavernom vardı doktorlar masadan kalkmaz yada felç gelir dediler bizde bu yüzden bu ameliyatı yapan en iyi doktoru araştırdık ve herkes yaparsa uğur hoca yapar dediler. Hocam % 1 risk dedi ve biraz çift görme denge kaybı olabilir dedi.
Dünyaca ünlü Türk cerrah Covid-19'un “hızlanmış Alzheimer” etkisine karşı tedavi geliştirecek. Dünyanın en prestijli araştırma merkezlerinden Kaliforniya'daki Scripps Enstitüsü'nde HIV'in nörolojik etkileri üzerine çalışmalar yapan beyin cerrahı Prof. Dr. Murat Digiçaylıoğlu, Covid-19'un kısa ve uzun vadeli nörolojik hasarları üzerine başlatılan
Vay Tiền Nhanh. Beyin cerrahı Prof. Dr. Murat Digiçaylıoğlu, Almanya Ruhr Üniversitesi'nde tıp eğitimini aldıktan sonra doktorasını İsviçre'de tamamladı. Daha sonra Amerika'ya giderek bir süre Harvard Tıp Fakültesi'nde çalışmalarını yürüttü. Beyin kanamasından sonra beyindeki hücrelerin ölmesini önleyen buluşuyla dünyaca ünlü bilim dergisi 'Nature'nin tam 9 sayfa ayırdığı çalışması ile adını tüm dünyaya duyuran Prof. Dr. Murat Digiçaylıoğlu, halen Kaliforniya'daki Scripps Enstitüsü'nde araştırmalarını yürütüyor. Sentetik kimya, immünoloji, moleküler biyoloji ve biyofizik alanında, kimi Nobel ödüllü, pekçok önemli bilim insanının çalıştığı Scripps Enstitüsü'ndeki laboratuvarında, özellikle HIV'nin yarattığı nörolojik hasarlar ve agresif bir beyin tümörü olan glioblastoma tedavisinde beslenmenin etkilerini inceleyen alışmalar Dr. Digiçaylıoğlu'nun yeni projesi ise, Covid-19 virüsüyle ilgili araştırma. Yaklaşık 5 ay önce Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü'ne bağlı "Nörolojik Bozukluklar ve İnme" birimine NINDS yaptıkları başvurunun geçtiğimiz hafta kabul edildiğini belirten Prof. Dr. Digiçaylıoğlu, çalışmanın detaylarını anlattı. Prof. Dr. Digiçaylıoğlu, koronavirüsün, HIV gibi virüsün neden olduğu bir hastalık olduğuna işaret ederek, nörolojik etkileri bakımından özellikle uzun vadede, benzer tablolara yol açabileceğini söyledi."VİRÜS, BEYİNDE HIZLANMIŞ ALZHEİMER'A NEDEN OLUYOR"Prof. Dr. Digiçaylıoğlu, "Scripps Enstitüsü'ndeki çalışmalarımızı HIV'in kısa ve uzun vadeli nörolojik etkileri üzerine sürdürüyoruz. Covid-19'un da benzer bir şekilde, kısa ve uzun vadeli nörolojik etkileri üzerine çalışmaya başladık. İkisi arasında nörolojik etkileri bakımından benzerlikler var. HIV artık kronik bir hastalık haline geldi. Hastalar, tedavilerle daha uzun süreler yaşayabiliyor ama gördük ki bu sefer de HIV pozitif bireylerde uzun vadede bazı nörolojik hasarlar ortaya çıkabiliyor. Bunun nedeni şu anda bilinmiyor. Biz çalışmalarımızla bunu anlamaya çalışıyoruz. Kovid'in de uzun vadede nörolojik hasarlar yaratacağını düşünüyoruz. Zaten şimdiden bile görmeye başladık bu etkileri. Bundan 5-10 yıl sonrasını düşünerek de Kovid'le ilgili bu çalışmaları başlattık. Hem HIV hem de Covid-19, orijini virüse dayanan hastalıklar. İkisinin de ortak noktası, beyinde 'nöronal inflamasyon' dediğimiz duruma yol açması. Kovid henüz 1,5 yıldır hayatımızda, çok genç bir hastalık, istatistiksel anlamda uzun vadeli kesin verilere sahip değiliz henüz. Ama elimizde şimdiden olan veriler gösteriyor ki Covid-19'u semptomatik olarak geçirmiş hastalarda bazı nörolojik aksaklıklar gelişiyor. Ciddi hasarlar oluşabiliyor. Bunun en önemlilerinden bir tanesi, hafıza ve algılama eksikliği, beyin kapasitesinin zayıflaması. Hem HIV'de hem Kovid'de gördüğümüz nörolojik hasarlar, Alzheimer'a çok benziyor. Hatta bu iki hastalık, 'hızlanmış bir Alzheimer'a neden oluyor" MİLYON DOLARLIK ARAŞTIRMADA İNSAN HÜCRELERİ KULLANILACAKProf. Dr. Digiçaylıoğlu NINDS tarafından çalışma için kendilerine 1 milyon 592 bin dolarlık fon verildiğini anlatarak şu bilgileri verdi"Amerikan Sağlık Bakanlığı'nın NINDS biriminden 1 milyon 592 bin dolar destek geldi. Bu çalışmayı Teksas Üniversitesi'nden arkadaşım temel bilimci psikoloji Marc Shaphiro ile birlikte yürütüyoruz. Hayvan Covid-19 bu araştırma için iyi bir model değil ne yazık ki. O nedenle biz insanlardan, biyopsilerden elde ettiğimiz hücreleri kullanarak, virüsün orijinal ve genetik modifikasyona uğramış S1 kancasının Spike proteini hücrelerde ortaya çıkardığı veya çıkarabileceği hasarları görmeye çalışıyoruz. Özellikle gözlediğimiz bir şey, beyin kan bariyerinde bu S1 kancasının yarattığı hasarlar var. Bu da beyinde bariyer fonksiyonu görmesi gereken kan bariyerinin fonksiyonunu gerçekleştirememesine neden oluyor. Bu şekilde de beyne girmemesi gereken çeşitli maddeler kontrolsüz bir şekilde beyne giriyor ve bu da özellikle nöroinflamasyonu tetikliyor. Tabloyu daha ağır bir duruma getiriyor. İkinci bir aşamada da beyne giren mikroglialar beynin bağışıklık sistemi hücreleri kontrolsüz bir şekilde artıyor ve inflamasyonu daha da ateşlendiriyor.""AŞIDAKİ mRNA TEKNOLOJİSİ, TEDAVİ İÇİN DE KULLANILABİLECEK"Projenin 5 yıl süreceğini belirten Prof. Dr. Digiçaylıoğlu, sözlerini şöyle noktaladı"İlk bir yılda genel hücresel mekanizmaları göreceğiz. Yani hangi sinyal mekanizmaları beyin kan bariyerini zedeliyor, oradaki endotel hücrelere S1 kancası nasıl zarar veriyor, bir anlamda hücre içindeki konuşmaları, irtibatı göreceğiz. Onu ortaya çıkardıktan sonra da kovid geçirmiş gönüllü hastalarda, beyin kan bariyerini dengelersek ya da sabitlersek, S1 kancasının verdiği zararlar azalıyor mu, geri çevrilebiliyor mu buna bakacağız. Bunu yapmak için de kovid aşılarının geliştirildiği teknolojiyi, mantığı kullanarak yapacağız. Yani beyin kan bariyerine S1 yani spike proteininin verdiği zararı, mRNA teknolojisi kullanarak ya önlemek ya da geri çevirmeyi amaçlıyoruz. Messenger RNA, yani mRNA'yı kan beyin bariyerinin virüs karşısında zayıf kalmasını önleyecek şekilde kullanabiliriz. Sonuç olarak mRNA teknolojisi sadece kovid aşısı olarak yani hastalığı önlemek için değil, kovid'in yarattığı nörolojik hastalıklarda da tedavi olarak kullanılabilir."
Yazar Semih Keskil • 6 Ocak 2018 • Yorumlar En iyi beyin cerrahı, kendine güveni olan beyin cerrahıdır. Bunu sürekli kendinden bahsetmesinden veya atıp tutmasından, esip gürlemesinden veya afur tafurundan anlayamazsınız. Unutmayın, “Söz uçar yazı kalır!”. Eğer önerilerini size yazılı olarak verip altına imzasını atabiliyorsa, en iyi beyin cerrahi hocası odur. Önemli bir hastalığınız olduğunda beş ayrı hekime gittiğinizde beş ayrı, hem de birbirine taban tabana zıt beş ayrı görüş almaktan artık sıkılmadınız mı? Sanıyor musunuz ki tıp böyle bir belirsizlikler bilimi ? Bilimde belirsizliğin bir sınırı olduğu muhakkak ama bu kadar da olmaz ki... Tamam, insan vücudu evrensel bilgeliğin ortaya çıkardığı en mükemmel ve en karmaşık makine ama artık uzay çağında değil miyiz? “Yeter artık, nedir bu kafa karışıklığı?” demiyor musunuz? İşte size iyi bir çare Doktorunuzdan size söylediklerini yazılı bir metin olarak vermesini ve altını imzalamasını isteyin... Göreceksiniz o zaman anneniz için bir hoca “Ameliyat olmazsa kesinlikle felç olur!” derken, öte yanda bir Xyzwigoterapist “Sizi bakışlarımla, hem de yüzde yüz iyileştireceğim!” diyemeyecek. Değil mi ki Mısırlılar papirüsü keşfetti, Almanlar da kurşun kalemi; sizin de artık bu icatlardan faydalanma zamanınız geldi, dünya yerinde durmuyor ki! Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
İçlerinden bazıları göreve başlamadan önce ettikleri Hipokrat Yemini’ni unutmuş olsa da çoğunluğu yeminlerine sadık kalıp, yüzlerce hatta bazen binlerce insanın hayatını kurtarmak için canını dişine takarak mesleğini yapan, sınır tanımayan doktorlar hemen her gün yaşama destek olmaya devam ediyorlar. Elbette ki her meslekte ve her sektörde olduğu gibi doktorluk mesleğinde de tanınmış ve olağanüstü başarılara imza atmış birçok isim yer alıyor. Bu isimlerden bazıları belirli koşullarda mesleklerini icra ediyorlar ve yeni yetişen ya da yetişecek olan doktor adaylarına seminerler düzenleyip meslektaşlarını bilgilendiriyorlar. Bazıları ise televizyonlarda programlara çıkıp herkese ulaşarak bilgilendirmeyi hedefliyor. Ancak en az 2022 yılına kadar en çok kazandıracak meslekler arasında yer alan doktorluk ve cerrahlık mesleklerinin iyi paralar getirdiği gerçeğini de es geçmeyelim. Rahatsızlığınızda gittiğimiz veya televizyonlardan verdikleri tavsiyeleri dinlediğimiz doktorlar oldukça yüksek miktarda para kazanarak kendilerine yıkılmaz imparatorluklar kurabilirler. Özellikle de estetik cerrahi ve nöroşirurji alanları bu mesleğin en çok kazandıran dallarındadır. Şimdi dilerseniz dünyanın en zengin doktorlarının kimler olduklarına ve ne kadar kazandıklarına birlikte bir göz atalım. İşte huzurlarınızda dünyanın en zengin doktorları. 10 Dr. Sanjay Gupta Milyon Dolar Beyin cerrahı ve medyatik bir isim olan Dr. Sanjay Gupta, CNN’de kendine ait bir program sunuyor. Ayrıca düzenli olarak Larry King Live ve Anderson Cooper’ın şovlarında da düzenli olarak ekrana gelen bu ünlü doktor, bir Beyaz Saray görevlisiydi ve 1997-98 yılları arasında Hillary Clinton’a danışmanlık yapmıştı. Daha sonra ise, Başkan Obama için ABD’nin Genel Cerrahı olarak görev aldı. Omurga ve beyin cerrahisi olarak Katrina Kasırgası’ndan sonra hem Haiti’de hem de New Orleans’da çalışmalar yapan Gupta, 2010 yılında Haiti’de gerçekleşen depremde diğer üç cerrah ile birlikte 12 yaşındaki küçük bir kızın da hayatını kurtardı. 9 Dr. Mehmet Öz 7 Milyon Dolar Dr. Öz, Harvard’daki tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Kolombiya Üniversitesi’ndeki Cerrahlık Bölümü’nde çalıştı. Oprah Winfrey’in sunmuş olduğu programda beş sezon boyunca kalp hastalıkları uzmanı olarak görev aldı ve dünya çapında büyük bir üne kavuşmayı başardı. Aynı zamanda New York Presbyterian Hastanesi’ndeki Kardiyovasküler Enstitüsü’nün de yöneticiliğini yapan Dr. Mehmet Öz, hem radyo hem de TV programları sunarak da dinleyicilerine yardımcı olmaya çalıştı. Bunların yanı sıra yazarlık da yapan Dr. Öz, altı kez Emmy Ödülü kazandı. DÜNYANIN EN ÇOK MUTLU EDEN MESLEKLERİ İÇİN TIKLAYIN. 8 Dr. Paul Nassif 14 Milyon Dolar Bir estetik cerrah olarak görev yapan Paul Nassif’in uzmanlık alanı rinoplasti yani burun estetiğidir. Amerika Estetik Plastik Cerrahi Derneği’nin bir üyesi olan Nassif, Real Housewives of Beverly Hills programında eski eşi Adrienne Maloof ile birlikte tanınmıştı. Ayrıca Dr. 90210 ve Anti-Gravity Facelift yapımlarında da boy gösterdi. UZUN YILLAR ÇALIŞABİLECEĞİNİZ EN GÜVENİLİR MESLEKLER İÇİN TIKLAYIN. 7 Dr. Robert Rey 15 Milyon Dolar Gösterişli bir Brezilyalı plastik cerrah olan Dr. Robert Rey, bilindik adıyla Dr. Hollywood, Beverly Hills’de özel bir muayenehaneye sahip. Ayrıca Insider’da da hastalara bilgiler veren Rey, The View ve Good Morning gibi programların da dahil olduğu oldukça uzun bir televizyon geçmişine sahip. New York Times ve Forbes Brazil dergilerinin kapaklarında da yer alan Dr. Rey 1995 yapımı Seven filminde de Brad Pitt ve Morgan Freeman gibi başrol oyuncularına da danışmanlık yaptı. 6 Dr. Terry Dubrow 30 Milyon Dolar Dr. Paul Nassif ile hem iyi arkadaş hem de Botched yapımında partner olan Dr. Terry Dubrow, The Real Housewives of Orenge County yapımında da eşinin ekipte olmasından dolayı yer aldı. Yale mezunu bu ünlü doktor, Kaliforniya Üniversitesi’nde ve Los Angeles Tıp Okulu’nda da yüz kaldırma, burun ve göğüs estetiklerinde uzmanlaştı. Swan adlı yapımda yer alarak bir estetik cerrah olarak çok daha popüler hale gelen Dubrow, 30 milyon dolarlık bir servete sahip. 5 Dr. Phil McGraw 280 Milyon Dolar Doktor Phil McGraw, temel olarak televizyon şovlarıyla biliniyor olsa da, Kuzey Teksas Üniversitesi’nin klinik psikoloji bölümünde doktora yapmış bir psikolog olarak görevine devam ediyor. Ekranlara çıkmadan önce babasının özel muayenehanesinde çalışmalar yapan Dr. Phil, daha sonra ise ilişkiler hakkında çeşitli kitaplar yazdı ve 2002 yılında konuklarına yardımcı olmaya çalıştığı bir televizyon programı sunmaya başladı. 4 Dr. Gary Michelson Milyar Dolar Ortopedik omurilik cerrahı olan Dr Gary Michelson, büyükannesinin omurilik anormalliğinden dolayı bu mesleği tercih etmiş. Bir dizi implantlar, cerrahi ürünler ve omurilik için özel olarak uygulanan tedaviler üreten Michelson, kesinleşmiş 340, beklemede olan ise 950 patente sahiptir. 2005 yılında patentlerini toplamda 1 milyar dolara satan Michelson, bu sayede Forbes 400 listesinde adını duyurmayı başardı. Ayrıca yardım kuruluşu için nanoteklojik ürünler de geliştiren Michelson, tropikal hastalıklar ve üreme biyolojisi için de çalışmalar gerçekleştirmiştir. 3 Dr. Wu Yiling Milyar Dolar 11 yıl boyunca Çin’e özgü alternatif tıp alanında çalışmalar yürüten Dr. Wu Yiling, 1992 yılında araştırmalar sonucunda Yiling Pharmaceutical adında bir ilaç şirketini kurdu. Daha sonra ise bitkisel ilaçlar üreten Shijiazhuang Yiling Pharmaceutical şirketini oluşturan Yiling, Çin’e özgü bitkisel tedavi ürünlerini piyasaya sürerek milyar dolarlık bir servete ulaşmayı başardı. 2 Dr. Thomas Frist Milyar Dolar Dünyanın en lüks başkanlık uçakları arasında yer alan Birleşik Devletler’in Air Force uçağında bir cerrah olan Dr. Thomas Frist, ayrıca Nashville’de bir kardiyolog olarak görev yapıyor. Babasıyla birlikte Amerika’nın kar amaçlı sağlık tesisleri operatörü Hospital Corporation of America kurumunu 1969 yılında hayata geçiren Frist, bu kurum sayesinde milyar dolar kazandı. 1998 yılındaki ölümünde Dr. Thomas Frist’in tamı tamına milyar dolarlık serveti ve çeşitli gayri menkullerin de sahibi olduğu bildirildi. 1 Dr. Patrick Soon-Shiong Milyar Dolar Dünyanın en zengin doktoru olan Çin asıllı Amerikalı Dr. Patrick Soon-Shiong, Kaliforniya Üniversitesi’nde bir transplant ya da bilindik adıyla nakil cerrahıdır. 1987 yılında dünyanın ilk pankreas naklini gerçekleştiren Dr. Patrick, 1990’larda ise, bir kanser biyoteknoloji firması kurdu ve bu firmayı kurduktan 6 yıl sonra milyar dolara sattı. Yıllar boyunca çeşitli şirketler kuran ve farklı projelere imza atan Dr. Patrick, servetinin 1 milyar dolarını bağışlayacağının sözünü verdi. Birçok çocuğun, büyüyünce ne olacaksın sorusuna vermiş oldukları cevapların belki de en popüleri olan doktorluk, dünyanın en çok saygı duyulan mesleklerinden bir tanesidir. Doktorluğun böylesine popüler bir meslek olmasının başlıca nedeni insanları iyileştirmek ve hayatta kalmalarına yardımcı olmak olarak görülse de, doktorların kazandıkları paralar da doktorluğun tercih edilmesine ön ayak olan etkenlerden bir tanesidir. Peki, sizce doktorluğun dışında hangi mesleklerden yüksek kazançlar elde edilebilir?
dünyanın en iyi 10 beyin cerrahı